Kazdağlarında Siyanürle Altın Arama & Kızıl Elma Köyü


Çanakkale Kızıl Elma Köyü  ÇED (Çevre Etki Değerlendirme Sunumu)  16. 10. 2012
 













Bizler Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü öğrencileri olarak İnsel İnal’ın atölye dersi kapsamında yürüttüğümüz Kaz dağlarında siyanürle altın arama üzerine bir proje başlattık ve bunun doğrultusunda 16. 10. 2012 tarihinde Kaz dağlarındaki Kızılelma köyüne gitmeye karar verdik.

***Proje sonucunda yoğun araştırmalarımız doğrultusunda ilerleyen süreçte sözümüzü oluşturduktan sonra seramiğin eşsiz dilini kullanarak tasarımlar ürettik.

Tesadüf ki o gün o köyde madencilerin ÇED (Çevre Etki Değerlendirme Sunumu) toplantısı vardı.

Madenciler sunumu yapacakları köyün kahvehanesini sunum için hazırlamışlardı ve dışarıya kurdukları iki büyük plazma ve çeşitli ikramları ile Kızılelma köyü halkını etkileyici bir sunum tekniği ile karşılıyorlardı.

Daha öncesinde yani 23/02/2012 tarihinde madencilerin bu toplantıyı yapma girişiminde Kızılelma köyü halkının büyük direnişi ile karşılaşılmış, kadın ve çocukların ellerindeki  tenekelerden çıkardıkları seslerle büyük bir direniş göstererek Jandarmayı dahi köylerine almamışlar.

Aradan geçen zamanda Kızılelma köyü halkına çok yönlü gezi programları düzenlenmiş, gıda yardımları yapılmış ve maden çalışmalarında iş olanağı sözleri verilmiş ve kimi köylünün çalışması sağlanmış.

Bunların sonucunda halkın çoğunluğunun ikna olduğunu görmüş olduk.
Daha öncesinde topraklarına sahip çıkarak onları köylerine almayıp konuşma hakkı dahi vermeyen halk şimdi onların vaat ettiklerine inanmış görünüyorlardı.






Çana bağlı Kızılelma Köyü'nde, Kuzey Biga Madencilik Şirketi tarafından 142 bin 857 onsluk altın ve 271 bin onsluk Gümüş üretim kapasiteli projeyle ilgili ÇED toplantısı köy kahvesinde yapılırken 100 kadar köylü ve çevreci ile maden şirketi yetkililerinin katılımıyla köy kahvesinde yapılan toplantısa söz alan CHP'li İl Genel Meclisi Üyesi İsmail Doğan, "Kazdağları üzerinde bulunan bitki örtüsü, endemik bitkilerden oluşuyor. Bunlar, altın çıkartılırken yok edilecek. Belki de ileride bu bitkiler, çağımızın hastalığı kansere çare endemik bitkiler olabilir. Bu endemik bitki örtüsünü yok etmek insanlığı yok etmektir" dedi.


Öyle ki köy halkından biri sunum sırasında söz alarak şu sözleri sarf etmişti; “Siz bu projeyi başlattınız evet ama bize vaatlerinizde bizlere iş olanağı sundunuz” diyerek söze başlayan köy halkının madencilerle diyalogu şöyle gelişti; “ Bu köyde daha önce maden yoktu, kimse gelmiyordu, bakın herkes şimdi burada, herkese geldiği için teşekkür ederiz. Yalnız bizim suyumuz bozuldu.  Barajdan su istemiyoruz çünkü barajdan bize normal akışında su akmıyor . 30 işci aldınız. Bu işçiler yarın işten çıkarılacak mı? Şimdi sondajda çalışıyorlar, sondaj işi bittiği zaman çalışanlara ne sağlayacaksınız. Sendika hakkı tanınacak mı?  Altın köyümüze yakışır bir şekilde çevre düzenlemesinin yapılmasını, okulun onarılmasını istiyoruz. “ söylemlerinin ardından halk sıra ile söz hakkı aldı.

Köy halkından Şükrü Kocaçolak.
“Madenle ilgili endişelerim var şöyle ki bizim içme suyumuz 1970 yılında geldi. 1995-96-97 yılında biz burada 25 ton su satıyorduk. Suyumuz çok temizdi. Ne zaman sondaj başladı, suyumuz bozuldu. Biz madene karşı değiliz fakat  içme suyumuzu bozduklarını yetkililere söyledik. Köyün altında kalan milli servetle, köyümüzde okulda yapılır her türlü ihtiyaçta sağlanır. Gerekirse bu köyden kalkıp gideriz ama bunun bedelinin ödenmesini istiyoruz. “

Köy halkından Fahri Bey
“Madenin çalışmasına karşı değilim. Daha önceki toplantılarda köyümüzde bir çok konu konuşuldu, işçi alımları, çalışacak araçlar (kepçe dozer traktör v.s.) gibi bunların hepsini köyden karşılayarak sizleri mağdur etmeyeceğiz sizde para kazanacaksınız dendi. İşçi alımlarının %65 ini Söğütalan ve Kızılelma köyü haklından sağlayacağınızı vaat ettiniz. Her aileden düzenli bir şekilde haksızlık yapılmadan işçi alınacağını söylediniz. Bu zamana kadar benim ailemden kimse madende çalışmadı. İki buçuk ay önce oğlum üniversiteyi bitirdi, geldi. Onu da çağırdılar anketini yaptılar tamam dediler ikinciye çağırdılar derken almayacaksınız o zaman çağırmasaydınız. Bir aileden 3kişi çalışıyor ben böyle bir eşitsizlik istemiyorum.  Bundan sonraki işçi alımlarında eşitsizliğin kaldırılmasını istiyorum. “

***Halkın söylemleri;  ihtiyaçlarımız karşılansın sonucunda ne olursa olsuna varıyordu.
Kimsede topraklarına, yaşadığı alan sahip çıkma düşüncesi yoktu. 23 Şubat tarihinde gösterdikleri büyük direnişten eser yoktu. Aradan geçen zamanda halkın nasıl kandırıldığına şahit olduk.  Her şekilde bana ne vaat ediyorsunuz deniyordu. Dönüp dolaşıp bana ne kadar para vereceksinize geliyordu.

“Gerekirse bu köyden kalkıp gideriz ama bunun bedelinin ödenmesini istiyoruz.”


Emine Corduk        / cordukemine@gmail.com
Tuğçe Kızılağıl        / tugcekizilagıl@gmail.com
Gülderen Cebeci    / pervisg@gmail.com
Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü öğrencileri.




*Projede bize her konuda destek veren Sefa Feyzioğlu' na teşekkürlerimizi iletiriz. 

Yorumlar

Popüler Yayınlar