E.H.GOMBRİCH








Bu bir deney.
Gombrich'in anlatımı olan bir deney.
Deneyde görsel algılama ile yansıtma arasında ayrım gözetmenin aslında ne denli güç olduğundan bahsediyor.
Bu acımasız bir deney.
Denek kişiler,sözde ışık etkileri karşısındaki duyarlılıkları ölçülmek üzere bir projeksiyon perdesinin önüne oturtuluyor. Denemenin yöneticisinin her komutunda bir asistan perdeye çok hafif ışık yansıtıyor,ardından bu ışığın yoğunluğunu yavaş yavaş yükseltiyor. Denek kişilerden, ışığı algıladıklarında bunu söylemeleri isteniyor. Ancak zaman zaman, yöneticinin komut vermesine karşın, perdeye hiç ışık verilmiyor. Ama deneye katılanlar yine de ışık görmüşlermişmış.
-Olayların birbirine bağlanmasından ötürü, beklenti - sanrıya yol açmış.

Sanırım sihirbazlar, bizlerde bu türden yanlış algılamalara yol açma bakımından en becerikli kişiler. Alışılmış durumlarla ilintili bir dizi beklenti olgusunu bilinçli olarak uyandırıyorlar; bunun sonucunda hangi noktada yanıldığımızı söyleyemeyecek konuma geliyoruz; imgelememiz öne geçerek diziyi tamamlıyor.
Önceki yazılarımda da bahsettiğim gibi bilgimiz gördüklerimizi etkiler. Bizler hangi olgunun hangi olguyu oluşturacağını bildiğimizden-bildiğimizi sandığımızdan nasıl bir yanılgıya düştüğümüzün bile farkına varmıyoruz-varamıyoruz.

Bu olayı en ilkel biçimde sergileyen bir dizi kolay numaradan biride sanırım dikiş iğnesini. Onu inandırıcı biçimde kullanabilen herkes, olmayan bir ipliği görmemizi sağlayabilir.

Buna karşılık Charlie Chaplin, iki çatal ve iki ekmekle, bunları gözümüzde çevik hareket eden bacaklara dönüştüren bir dansı sergilediğinde, sihirbazlık numarası böyle bir ustanın elinden gerçek bir sanat olup çıkar.





Yanılsamayı üreten, beklenti mi oluyor?



Ernst H. Gombrich:Sanat ve Yanılsama kitabından okumalar.

Yorumlar

Popüler Yayınlar